21 Aralık 2012 Cuma

Kıssadan hisse

Formaliteler başlamış, ilk ev ziyareti. Iceri giriyoruz ve oturuyoruz. Tanışma faslından sonra samimiyet, ve hos seda. Melek gibi insanlar. Muhabbet güzel. Soru cevap seklinde devam ediyor fasıl.
- "Siz Bostancı'da oturuyorsunuz dimi" diye ansızın gelen bir soru.
Soruyu bana mı sordu acaba. Evet, bana yönetilmiş gibi, ama bu nerden cıktı şimdi. Soluma bakıyorum, cevap yok.
- "Yok efendim, biz Hırka-i şerifteyiz."  
Aradan bir süre geciyor. Derinlerden gelen bir soru.
- "Siz Bostancı'da oturuyorsunuz dimi".
şasırmamak elde değil ama yaşlı insan, olur böyle. Cevap vermek bana düstü : 
 - "Yok efendim, biz Hırka-i şerifte oturuyoruz."  
Muhabbete devam. Saate baktım, epey olmuş. Bu ilk buluşma, ayrılma vakti geldi gibi. Izin istiyecegiz, o soru geliyor yine:
- "Siz Bostancı'da oturuyorsunuz dimi".
- "Yok efendim, biz Hirka-i şerifte oturuyoruz."  
Ve ayrılıyoruz.
Aradan aylar geciyor. Kafamda bir sürü cevabı bulunmamış sorular var. Ve ansızın jeton düsüyor. O soru bütün soruların anahtarı oluyor birden. Adamın icine doğmus. Ve taşlar yerine oturuyor. 
 Hisseye gelince: - Büyüklerin sorusunu iyi dinle, hafife alma çünkü cevabını da veriyor onlar.  
  

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder